Pozisyona Giriş - 2: Piramit Yöntemi ile Pozisyon İnşa Etmek
Coffee Break Letters #54 - 12.07.2025
“Pozisyona Giriş” yazısının ikinci bölümünde, benim de aktif olarak kullandığım “piramit sistemi” ile pozisyon inşa etme konusunu konuşacağız. Bu sistemin yanlış bilinen yönlerini, bana göre doğru ve işlevsel kullanım biçimini anlatmaya çalışacağım.
Pozisyona giriş konusundaki uzun arayışım boyunca, birçok farklı yöntemi denedim. Tek seferde tam pozisyonla girmek, ortalama maliyetle parça parça alım yapmak, dipten yakalama çabaları, onay bekleme stratejileri... Her biri bir dönem umut verdi ama sonunda beni ya gereksiz risk almaya ya da fırsat kaçırmaya itti. Tam potansiyeli olan bir hareketin içinde, doğru riski tamamen alamadığını bilerek o trade içinde kalmak hem psikolojik hem de yapısal olarak çok zordur.
Bu süreçte şunu fark ettim: Risk yönetimini kaybetmeden, trendi sürme fırsatını artıran, fiyatın lehime hareket etmesini ödüllendiren bir yönteme ihtiyacım vardı. Bu noktada piramit sistemi devreye giriyor. Stratejime hem yapısal hem de psikolojik olarak en uygun yöntem olduğunu zamanla belirlediğim bu yöntemi ilk başta çok karmaşık ve zahmetli bulmuştum ama zamanla doğru kurgulandığında aslında ne kadar mantıklı ve sürdürülebilir olduğunu gördüm. Artık sadece fiyatın hareket yönüne göre değil, sistemin verdiği güvene göre büyüyen bir pozisyon inşaa yöntemim var.
Bu yazı için görsel ararken Chris Buss’un “How to Properly Pyramid a Position” başlıklı videosuna rastladım. Bu videoda gayet faydalı. Linkini aşağı bırakıyorum. Merak edenler izleyebilir. Videoda anlatılanlar, özellikle pozisyon büyütme, risk kontrolü ve portföy yönetimi konularında oldukça öğretici.
İlk zamanlarda ben de pozisyon büyütme konusunda tipik hatayı yapıyordum. Fiyat yukarı gittikçe güvenim artıyor, alımları büyütüyordum. Yani önce küçük giriyor, fiyat yükseldikçe daha büyük lotlarla ekleme yapıyordum. Kulağa mantıklı geliyor gibi ama aslında riskin en yüksek olduğu yerde en büyük pozisyonla kalmış oluyorsun. Ufak bir geri çekilme bile tüm dengeyi bozuyor. Aşağıdaki ters piramit görselini inceleyebilirsiniz. Temelsiz bir yapı oluşuyor. En büyük taşı en üste koyuyorsun ve bir sallantıda yıkılıyor. Tersine bir piramit gibi düşünün. Oysa mantıklı olan ağırlığı en alta vermek. Bu hata genellikle sistemine güveni olmayanların, elinde yeterli istatistiki verisi olmayan amatörlerin düştüğü bir hata oluyor.
Bir de işin diğer tarafı var: Zarardayken yapılan eklemeler. Nam-ı değer: “Maliyet Düşürme” :) Piyasada çok yaygın bir refleks: “Maliyeti düşüreyim, nasıl olsa döner.” Chris’in videoda paylaştığı örnek çok çarpıcıydı. Bir trader şöyle diyordu: “Ufak başlarım, sonra dört-beş kez ortalama yaparım.” Bu, yanlış bir yolda ısrarla yürümek gibi. Aslında o noktada yapılacak en sağlıklı şey, zararı kesip pozisyondan çıkmak. Ama genellikle şöyle düşünülür: “Bu hisse buradan döner, zaten çok ucuz.” Bir alım daha yapılır. Ardından “bari küçük bir yükselişte çıkarım” diyerek umut bağlanır. Ve pozisyon büyüdükçe zarar da büyür. İşin sonunda konu artık sistem değil, egoya dönüşür. Rasyonel kararlar yerini duygusal tepkilere bırakır. Oysa ilk hatada çıkan biri, ileride o pozisyona çok daha güçlü ve temiz bir yerden yeniden girebilir. Aşağıdaki görseli incelediğinizde bazıları maliyet düşürerek riski yönettiğini düşünüyor olabilir. Ben fiyat alım noktası (buy point) altına indikçe riski çılgınca arttıran bir yöntem görüyorum. Bu yöntem uzun dönemli yatırımcılar için bazı kriterler doğru uygulandığı sürece uygulanabilir bir yöntem olabilir ama traderlar için bana göre intihardan farksızdır.
Gelelim aslında birçoğumuzun bildiği ama uygulamaya gelince çuvalladığı bana göre doğru olan yönteme. Pozisyonu doğru kurmanın mantığı net: En büyük alımı, riskin en düşük olduğu yerde yap. Yani sistemin “al” dediği, stopun yakın olduğu yerde. Örneğin pozisyonun %40-50’si ilk girişte alınmalı. Fiyat ilerledikçe, daha küçük oranlarla eklemeler yapılır: %20, %10, %5 gibi. Ve her eklemede stop seviyesi yukarı çekilir. Böylece geri çekilme olursa yalnızca en son eklenen küçük pozisyon etkilenir, diğerleri hala kardadır. Bu hem matematiksel olarak daha güçlü hem de psikolojik olarak çok daha sürdürülebilir bir yapı kurar.
Bahsettiğim videonun sonunda çok güzel bir metafor var. Doların arkasındaki piramit. Geniş bir temel, yukarıya doğru daralan bir yapı, en üstte her şeyi gören bir göz ve altındaki yazı: “Novus Ordo Seclorum” (Yeni Dünya Düzeni).
Piramit yöntemini teorik olarak anlatan bir çok kaynak görmüşsünüzdür ama bu yöntemin uygulanma şekli bir trading taktiğidir. Yani kişiden kişiye değişir. Kimisi belirli fiyat hareketleri gerçekleştikçe ekleme yapar, kimisi sabit ya da değişen yüzdeler ile ekleme yapar, kimisi önemli pivot seviyeler kırıldıkça eklemeler yapar, kimisi de farklı metodlar kullanır. Bu işin doğrusu ya da yanlışı yoktur. Sizin stratejinize en uygun piramitleme yöntemini yine kendiniz belirlemelisiniz.
Peki ben ne yapıyorum? Ben piramit yöntemini kurgularken enstrumanın ATR (Average True Range) değerinden yararlanıyorum. Yani belirlediğim alım seviyesi alt zaman dilimlerinde kırıldığı an ilk %50 alımı yapıyorum. Günlük mum 0.25 ATR ilerlediğinde %30 alım yapıyorum ve son alımı da mum 0.25 ATR daha ilerlediğinde %20 olarak ekliyorum. Eğer bu 0.25 ATR seviyeleri önemli teknik seviyelere denk geliyorsa mutlaka o seviyenin kırılımını bekleyip, biraz yukarıdan alım yapıyorum ancak çok daha güvenli hareket ediyorum. Burada kritik bir nokta var. Eğer oluşan günlük mum 1 ATR’yi geçtiyse ve o ana kadar örneğin 2 alım yapmışsam artık yeni alım yapmıyorum ve pozisyonun inşaasını tamamlamayı kapanışa veya ertesi günlere bırakıyorum. Stop seviyesi olarak 1. alım seviyesinde belirlediğim stop (initial stop) seviyesi çok katı bir seviye. Burası ihlal edildiği anda pozisyondan çıkıyorum. Ancak 2. ve 3. alımlar için katı bir stop kuralım yok. Bu alımların stoplarını genellikle gün içi teknik seviyelerin aşağı kırılımı ile manuel olarak yapıyorum.
Şunu net olarak söyleyebilirim. Bu anlattığım yöntemi okuyup bir kutsal kase bulmuş gibi uygulamaya başlamaya çalışmanız size hiç bir fayda sağlamaz. Çünkü bu yöntem uzun süreler denenmiş ve farklı market ortamlarında backtesti yapılmış, stratejime ve beklentilerime uygun olarak optimize edilmiş bir güniçi alım yöntemidir. Kişiye özeldir. Gün içi alım yapmak tradingin en zor ve tecrübe gerektiren kısımlarından biridir. Bu tarz bir sistem sabır, disiplin ve netlik ister. “İlk fırsatta büyük gir, sonra bakarız” tarzı değil; yapı kurar gibi adım adım ilerlemek gerekir. Gün içinde risk alırken kontrol elden bırakılmaz. Ayrıca bunun yanı sıra bu yöntemin diğer önemli bileşenin de bir önceki yazımda anlatmaya çalıştığım pozisyon büyüklüğü belirlemek olduğunu unutmayın lütfen. Bu kısımda kişiye özel olduğu için değişkenler fazlalaşır.
Bu işler böyle anlatınca kulağa hep hoş geliyor. Mantığını neredeyse herkes biliyor ama iş uygulamaya geldiğinde neden bu kadar az kişi başarılı olabiliyor sizce? Çünkü ya hazırlıklı değiller ya da sistemlerine güvenmiyorlar. Daha doğrusu güvenecek kadar ellerinde veri, deneyim ve tekrar yok.
Bir gün önceden hangi hisseyle ilgileneceğinizi bilmiyorsanız, hangi seviyelerde nasıl alım yapacağınızı planlamamışsanız, kafanızda o senaryoları yaşamamışsanız, piramit yöntemi sadece bir fikir olarak kalır. Hakkıyla uygulamak gerçekten zordur. Gün sonu çalışması sadece iyi hisseleri bulup izleme listesine atmakla bitmez. O çalışmanın sonunda, yarın neyi, nerede, ne şekilde alabileceğinizi zihninizde netleştirmiş olmanız gerekir. Grafikler size o hissede neler olabileceğini anlatmış olmalı. Siz de olası senaryolara göre oyun planınızı kurmuş olmalısınız. “Alarm kurdum, çalarsa bakarız” demek bir strateji değildir.
Eğer sisteminize güveniyorsanız, sadece A kalite setupları trade ediyorsanız ve ekran başına o gün hangi hissede ne yapacağınızı bilerek oturuyorsanız, işte o zaman piramit alımını doğru şekilde uygulayabilirsiniz. Yoksa izleme listesine 70-80 hisse atıp, her birine alarm kurup, sabah çalan her sese koşuyorsanız, o iş yürümez. O gün için odaklanacağınız 4-5 hisselik sade bir liste olmalı elinizde. Ve o grafiklere neredeyse ezbere hakim olmalısınız. Öyle ki o gün büyük bir sürpriz olmadıkça başka hiçbir şeye dönüp bakmanıza gerek kalmamalı. Disiplin, hazırlık ve sadelik… Piramit yöntemi bu üçünün birleşiminden doğar…
Sevgiler,
Çağan
Not: Bu yazıda kullanılan görseller Chris Buss’un “How to Properly Pyramid a Position” videosundan alınmıştır…
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Bu gönderi ve “Trading & Life” platformu herkese açıktır, paylaşıp bu platformu destekleyebilir ve yeni içeriklerden haberdar olmak için ücretsiz abone olabilirsiniz...”
*Uyarı: Bu yazıda ve platformda bulunan diğer içeriklerde paylaşımlarımın amacı, finansal okuryazarlığa katkıda bulunmak, piyasalar hakkında farklı bakış açıları sunmak ve özellikle teknik analiz temelli stratejiler konusunda farkındalık yaratmaktır. Bu paylaşımlar, kimseye al-sat tavsiyesi vermek için değil, beni takip edenlerin kendi sistemlerini oluştururken fikir edinmelerine yardımcı olmak için yapılmaktadır. Ayrıca, yatırım tavsiyesi vermeye yetkili olmadığımı da özellikle belirtmek isterim.
Benim kullandığım sistem, yıllarca süren çalışmaların, toplanan verilerin ve defalarca yapılan back testlerin sonucunda, kişiliğime, yaşam biçimime ve beklentilerime göre optimize edilmiş bir stratejidir. Yani tamamen bana özeldir ve bir başkasına %100 uyması mümkün değildir. Burada büyük resmi paylaşsam da, bu resmin altında birçok farklı proses yatmaktadır.
Piyasalar, disiplinsiz ve başkalarının yönlendirmesiyle hareket edenler için oldukça acımasızdır. Amacım, takip edenlerin bilinçsizce işlem yapmasını teşvik etmek değil, tam tersine kendi araştırmalarını yaparak bağımsız kararlar almalarına özendirmektir. Stratejimi anlamaya çalışmak yerine doğrudan işlem açmaya çalışıyorsanız, burada yanlış yerdesiniz. Yatırım, bilgi, sabır ve disiplin gerektirir. Bu bilinçle hareket eden herkes için paylaşımlarımın faydalı olmasını dilerim.
#Borsa #bist100 #Borsaistanbul #XU100 #teknikanaliz #Hisse #Forex #Kripto #Altcoin #Bitcoin #Ethereum #Dolar #trade #psikoloji #trading
Bu yazı başlı başına neden dünyanın en iyi trader inin bir mühendis degilde, 8. sınıf terk olduğunun güzel bir örneği olmuş. Rahat arkadaşlar, rahat. Roket bilimi değil bu:)
Teşekkürler Çağan bey, emeğinize sağlık