Finansal piyasalara büyük bir hevesle adım atan, öğrenmeye açık, belirli bir yol kat etmiş, sürdürülebilir bir sistem kurduğunu ve riski yönetebildiğini düşünen dostum. Bu sert düşüşte gardın düştü, moralin bozuldu, terste kaldın ve yine olmadı diye düşündün. Psikolojik olarak yıprandığını hissediyorsun. İşte bu yazı senin için…
Bundan 4-5 yıl önceydi. Tam da yukarıda bahsettiğim kişi bendim. Bir hafta çok iyi giderken, sonraki iki hafta yerle bir oluyordum. Yine böyle sert bir düşüş günü sonrasında terste kalmış, kazandığım her şeyi geri verip eksiye geçmiştim. O gün, tüm pozisyonlarımı kapatıp bir hafta boyunca işlem yapmamaya karar verdim.
Bu işi profesyonel olarak yapmak isteyenler bilir; bu yola adım atabilmek için önce uzun ve zorlu bir patikadan geçmek gerekir. Dışarıdan bakıldığında kulağa basit gelir ama bu patika gerçekten yürüyenler için ne kadar meşakkatli olduğunu hissettirir. Neyse, bu yazının konusu fedakarlıklar değil.
O günü çok iyi hatırlıyorum. Bir sonbahar Salı günüydü. Akyar’ı bilenler bilir; Türkiye'nin tüm kıyılarını görmüş biri olarak, benim için en huzur veren koylardan biridir. Hava mükemmeldi. Pozisyonları kapattıktan sonra motora atlayıp bir saat boyunca sürdüm. Cemal’in Yeri'ne oturdum. Deniz dümdüzdü, güneş tam kıvamındaydı. Bira, kalamar ve köylü patates söyledim.
O masaya bir karar vermek için oturmuştum: Ya bu deveyi güdecektim ya da bu diyardan gidecektim.
Önce, o güne kadar verdiğim tüm emekleri düşündüm. Uykusuz geçen geceleri, okuduğum sayısız kitabı, izlediğim saatlerce videoyu, çok iyi giden bir işi bırakıp, trader olma kararını ve benzer bir sürü düşünce işte. “Bunca çabanın karşılığı bu olmamalı” diye geçirdim içimden. Sonra, nerede okuduğumu hatırlamadığım bir yazı aklıma geldi. Orada, bir trade günlüğü tutulması gerektiği kadar, mutlaka bir trade psikolojisi günlüğüde tutulması gerektiği yazıyordu.
O an bir şey fark ettim. O güne kadar odaklandığım her konu, bu işin teknik detayları üzerineydi. Teknik analizde, grafik okumada, fiyat ve hacim yorumlamada gerçekten iyiydim. Stratejimde ufak tefek eksikler olsa da genel olarak fena olmadığını düşünüyor, hatta çoğu zaman iyi getiriler yakaladığını da görüyordum. Ama eksik olan bir şeyler vardı.
Bunları düşünürken, o masada trade psikolojisi günlüğümün ilk sayfalarını yazmaya başladım. İlk yaptığım şey, o güne kadar yaşadığım psikolojik zorlukları tespit etmek oldu. Yaklaşık 3-4 yıldır finansal piyasalarda işlem yapıyordum ve bu süreçte pozisyon öncesinde, pozisyonu yönetirken ve kapattıktan sonra beni rahatsız eden her şeyi tek tek yazdım.
Yazdıklarımı gözden geçirdiğimde, beni en fazla rahatsız eden, ilerlememi ve odaklanmamı en çok engelleyen psikolojik baskının “terste kalmak” olduğunu fark ettim. Terste kalmak ve zararın gün geçtikçe büyüdüğünü görmek, diğer hiçbir hissin önüne geçemiyordu.
Ne küçük ya da büyük bir zararla hisseden çıkmak, ne de sattığım bir hissenin sonrasında yükselip uçup gitmesi… Hiçbiri, terste kalmanın yarattığı rahatsızlık kadar güçlü değildi.
O masada yaklaşık 4-5 saat oturduktan sonra, beni tekrar ayağa kaldıran en önemli kararı aldım:
“Sadece açtığın günden itibaren getiri sağlayan pozisyonları taşı. Günü portföyünde kırmızı kapatan pozisyonları kapat ya da azalt.”
Bu kararın bir trader’a teknik ve psikolojik olarak neler kattığını derinlemesine düşündüğünüzde, ne kadar güçlü olduğunu anlayabilirsiniz. Özetle, bu strateji:
- Kazananları büyütüp kayıpları sınırlamanızı sağlar.
- Psikolojik yükü hafifletir, sürekli zararda bekleme stresini ortadan kaldırır.
- Sermayenizi daha verimli kullanmanıza yardımcı olur, çünkü kötü giden pozisyonlara bağlı kalmazsınız.
- Kendi disiplininizi güçlendirir ve karar alma süreçlerinizi netleştirir.
- Haber kaynaklı sert, gap’li düşüşlerden en optimal şekilde korunmanızı sağlar, çünkü zaten düşüş sinyali veren ve zayıflayan pozisyonları önceden azaltmış olursunuz.
Bu basit görünen ama derin etkileri olan karar, benim için bir dönüm noktası oldu. Bu karar, sadece bir işlem stratejisi değildi; aynı zamanda zihinsel bir dönüşümdü. O gün o masadan kalkarken, içimde bir şeylerin değiştiğini hissettim. Artık piyasada sadece kazanmak için değil, oyunda kalmak için de bir sistemim vardı. Çünkü mesele, her zaman haklı çıkmak ya da en tepeden alıp en dipten satmak değildi. Mesele, büyük kayıplardan kaçınarak, kazanan tarafta kalmayı başarabilmekti.
Şimdi, bu yazıyı okuyan dostum, belki sen de kendini benim yıllar önceki halim gibi hissediyorsun. Belki moralin bozuk, belki pes etmeye hiç olmadığın kadar yakınsın. Ama şunu bilmelisin: Bu iş, düşüp kalkmaların, öğrenmenin ve gelişmenin ta kendisi. O gün o masaya otururken ben de kaybettiğimi düşünüyordum ama masadan kalkarken kazandığım en büyük şey, bakış açımı değiştirmekti.
Bu yol zor, evet. Ama eğer gerçekten istiyorsan, öğrenmeye ve kendini geliştirmeye açıksan, her kayıp seni daha güçlü bir versiyonuna dönüştürebilir. Unutma, önemli olan tek bir işlem ya da tek bir dönem değil. Önemli olan, uzun vadede bu oyunun içinde kalabilmek. Ve eğer şu an bir şeyleri yanlış yaptığını düşünüyorsan, belki de en iyi zaman, kendi o masanı kurup, kalemi eline alıp, senin için gerçekten neyin önemli olduğunu yazmaya başlamaktır…
Sevgiyle Kalın,
Çağan
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Bu gönderi ve “Trading & Life” platformu herkese açıktır, paylaşıp bu platformu destekleyebilir ve yeni içeriklerden haberdar olmak için ücretsiz abone olabilirsiniz...”
*Uyarı: Bu yazıda ve platformda bulunan diğer içeriklerde paylaşımlarımın amacı, finansal okuryazarlığa katkıda bulunmak, piyasalar hakkında farklı bakış açıları sunmak ve özellikle teknik analiz temelli stratejiler konusunda farkındalık yaratmaktır. Bu paylaşımlar, kimseye al-sat tavsiyesi vermek için değil, beni takip edenlerin kendi sistemlerini oluştururken fikir edinmelerine yardımcı olmak için yapılmaktadır. Ayrıca, yatırım tavsiyesi vermeye yetkili olmadığımı da özellikle belirtmek isterim.
Benim kullandığım sistem, yıllarca süren çalışmaların, toplanan verilerin ve defalarca yapılan back testlerin sonucunda, kişiliğime ve beklentilerime göre optimize edilmiş bir stratejidir. Yani tamamen bana özeldir ve bir başkasına %100 uyması mümkün değildir. Burada büyük resmi paylaşsam da, bu resmin altında birçok farklı proses yatmaktadır.
Piyasalar, disiplinsiz ve başkalarının yönlendirmesiyle hareket edenler için oldukça acımasızdır. Amacım, takip edenlerin bilinçsizce işlem yapmasını teşvik etmek değil, tam tersine kendi araştırmalarını yaparak bağımsız kararlar almalarına özendirmektir. Stratejimi anlamaya çalışmak yerine doğrudan işlem açmaya çalışıyorsanız, burada yanlış yerdesiniz. Yatırım, bilgi, sabır ve disiplin gerektirir. Bu bilinçle hareket eden herkes için paylaşımlarımın faydalı olmasını dilerim.
Tam ihtiyaç anında gelen yazı, tavsiye,bakış açısı ...
Teşekkürler..
Uzun zamandır kendimi böyle hissediyorum, ne yapmaya kalksam ya yarım kalıyor, ya da dibe vuruyorum. Çözüm bulmakta da başarısız kaliyorum